2 Ağustos 2009 Pazar

Suç mahali itinayla temizlenir...

Girişimci ruha sahip olmak başka... Akla gelmedik en olmaz işlerde bile insan kariyer sahibi olabiliyor... Farklı bir bakış açısıyla Sunshine Cleaning, bu görüşü destekleyen bir film... tabi biraz dram, biraz da komedi takviyeli...

Sunshine Cleaning, çarpıcı bir sahneyle açılıyor... Bu sahneyi izleyenlerin tüm film hakkında yanlış bir beklentiye girebilecekleri kadar hemde... ''Adamın bir parçası buraya sıçramış...'' İyi ve risk alan bir senaryo...

Rose, oğlunu tek başına büyütmeye çalışan, bir otelde temizlikçilik yapan, otuzlarında lisenin eski ponpon güzelidir... Ancak sorumluluğu sadece oğluyla bitmez... Babasıyla yaşayan zıt karakterde bir de kız kardeşe sahiptir. Norah...

Evli bir polisle ilişkisi olan Rose, bir gün oğlunun okulda sorun yaşaması ve özel bir okula gönderilmesi konusunun gündeme gelmesiyle, yeni bir iş arayışına girer... Yaratıcı fikir erkek arkadaşından gelir... Suç mahali temizliği karlı bir iş olacaktır... Rose, Norah'ı da yanına alarak, intihar eden, cinayete kurban giden ya da eceliyle ölen insanların arkalarını toplamaya başlar... Önceleri tedirginlik ve iğrenerek yapılan iş, bir süre sonra olağan, hatta zaman zaman eylenceli hale gelecektir... Taa ki dikkatsiz bir kazaya kadar...

(ABD'de suç mahali temizliğinin bir sektör olduğundan yola çıkarak, ülkemizde de bu mesleğin, üçüncü sayfa haberlerini gördükçe, popüler olmasının zaman meselesi olduğunu düşünüyorum...)
Bu arada, Rose'un uyum sağlamakta zorlandığı, hayatta göreceli başarılı olmuş lise grubuyla ilişkisi, evli sevgilisiyle diyaloğu, tek kollu Winston ile arkadaşlığı filmin yan hikayelerini oluşturur... Toplumda kadının yeri, tek ebeveyn olmak gibi sosyal konulara da değinen hikaye, iki kız kardeşin çatışmaları ve annelerinin kaybı karşısında gösterdikleri farklı başetme yöntemleriyle dramatik örgüsünü tamamlar...

Filmdeki espiri anlayışı dikkate değer. Arabada Rose, oğlu ve Norah arasında geçen "Bastard" muhabbeti ya da Norah'ın yeğenine anlattığı hikaye ve sonunun nereye vardığı örneğinde olduğu gibi...

Aile olabilmek, yaşama tutunmak ve seçim yapmak üzerine sıcacık bir film Sunshine Cleaning... suç mahali temizliği kısmına rağmen...

Little Miss Sunshine'ı sevdiyseniz, bu filmi de seveceksiniz... Zira, yapımcılar aynı... Filmlerin afişlerindeki benzerlik ve isimlerinde ortak kullanılan "Sunshine" kelimesi de cabası... Ayrıca, her iki filmde de ailenin dedesini oynayan kişinin Alan Arkin olması, pes dedirtecek cinsten... Tabi bu filmde Arkin, Oscar aldığı Little Miss Sunshine'a göre çok daha düşük pofilde oynuyor... Winston'u canlandıran Clifton Collins Jr da hiç fena değil...

Film başarısını, günümüzün en yetenekli genç oyuncularından ikisine ve bu oyuncuların inanılmaz uyumuna borçlu...Amy Adams ve Emily Blunt... Blunt, benim son yıllarda en çok beğendiğim yeni yıldızlardan biri. Ve İngiliz... (Devil wears Prada, Wind Chill)

Yönetmen Chiristine Jeffs'in Silvia Plath'ın hayatını konu alan "Silvia" filminden sonra kamera arkasına geçtiği "Sunshine Cleaning", yer yer hüzünlendirse de, sonunda suratınızda bir gülümseme bırakan hoş bir seyirlik...

Hiç yorum yok:

Konu Başlıkları