18 Ağustos 2009 Salı

Rock 'N' Roll...

Radyo'nun parlak günlerinin konu edildiği filmleri izleyince, akılma hep 'Video killed the radio star'' şarkısı gelir... Doğruluk payı yok değil hani... Ammavelakin eski bir radyocu olarak her zaman radyoseverlerin cephesinde yer almışımdır... zira, radyo ile dinleyici arasındaki bağın her zaman çok özel olduğunu düşünmüşümdür...

İngiltere...1960'lar... İngiliz hükümetinin sisteme tehdit olarak gördüğü pop ve rock müzikle başı dertdedir... Hükümet, dünyayı peşinden sürükleyen bu tür müziğin radyolarda çalınmasına kısıtlama getirince, korsan radyoların önlenemez yükselişi başlar......


Rock Radio, Kuzey denizinde bir gemiden yayın yapan korsan radyoların en popülerlerindendir... 24 saat yayın yapan radyo ve birbirinden ilginç dj'leri, radyo dinleyicileri arasında efsanedir... Rock müziğin tüm yaramazlıklarını yaşam tarzı haline getiren dj'ler ile takipçileri arasındaki en sıkı bağ müziktir...

Filmin ana hikayesini, Rock Radio dj'leri ile muhafazakar kesim arasındaki amansız savaş oluşturur... Aynı gemide yaşayanan erkek dj'lerin birbirleriyle olan ilişkileri, karşı cinse bakış açıları ve müziğe olan tutkularıyla, erkek olma yolunda ilerleyen genç bir çocuğun, babası ve gerçek aşkı bulma macarası ise ana hikayeyi destekler...

Yazar (Four weddings and a funeral, Nothinghill) - yönetmen (Love Actually) Richard Curtis imzalı The Boat That Rocked, parantez içindekiler kadar olmasa da keyifli vakit geçireceğiniz bir komedi... Bill Nighly, Kenneth Branagh , Philip Seymour Hoffman ve Nick Frost'un başını çektiği zengin kadrosunun performansı ve o dönemin hit parçalarının katkılarıyla film dikkat çekmeyi başarıyor...

Zaman zaman bizim eski aile komedilerinin naifliğinin hissedildiği film, tipik İngiliz komedisi kalıplarını bir kez daha gözler önüne seriyor...

Film, özellikle 1960'ların müziklerini sevenler için ideal... Çünkü parlak oyuncular ve katmanlı hikayesine rağmen, filmin asıl yıldızı o dönemin şarkıları aslında... Film bittikten sonraki dans sahnesi ise seyre değer...

Benim gibi eski bir radyocuya daha fazla anlam ifade eden film, bir döneme ışık tutup, siyasete ucundan bulaşsa da, esprili anlatımıyla tam bir eylencelik... Ülkemizde yaşanan Radyomu İsterim kampanyası dönemini de hatırlatan film, sevdiğiniz şeyler için mücadele etmenin ne demek olduğunu anlatıyor...
Filmin sonunda atılan zafer çığlıkları gibi... Rock 'n' Roll..




Hiç yorum yok:

Konu Başlıkları