25 Temmuz 2009 Cumartesi

Micheal, my Mann...


Micheal Mann, yeni filmi ''Public Enemies - Halk Düşmanları'' ile dört yıl aradan sonra yeniden gündemde...

Yok, bu Public Enemies'in afişi değil... Filmim başrol oyuncusu Johnny Depp'in rol aldığı gelecek yıl vizyona girecek ''Alice in Wonderland'' filminde canlandırdığı ''Mad Hatter'' karakteri... Böylesi uçuk bir projenin arkasındaki isminse, Depp'in kariyerindeki önemli şahsiyet Tim Burton'dan başkası olamayacağını kestirmek fazla zor olmasa gerek...

Bu kısa bilginin ardından filmimiz Halk Düşmanlarına geri dönüyoruz...

Miami Vice fiyaskosundan sonra yönetmenliğe bir süre ara veren Mann, kariyerindeki tek hatayı bu yeni filmiyle fazlasıyla telafi ediyor...

Mann filmleri denince çoğu için ‘’Heat’’ favori olsa da, benim için, ‘’Insider’’, ‘’Colleteral’’ ve ‘’Last of the Mohicans’’ önce gelir... Bu arada ‘’Man Hunter’’ filmini de unutmayalım... Film, Hannibal serisinin üçüncüsü olan ‘’Red Dragon’’un orijinal ve çok daha iyi bir versiyonudur, bilginize...

‘’Public Enemies - Halk Düşmanları’’ , ABD’de buhran yıllarında geçen bir ganster filmi...

1930’lar, Chicago.... John Dillinger ve çetesi, sistemin suçlusu olarak gösterilen bankaları soyarak edindikleri halk kahramanı etiketinin keyfini sürmektedir... Hapishanelerden kaçmak onlar için çoçuk oyuncağı, polisler ise dalga geçilecek düşmanlardır.... Tam da bu sırada FBI’ın kuruluşuna şahit oluruz... Dedektif Melvin Purvis, Dillinger'in başını çektiği bu azılı çeteyi yakalamak için görevlendirilir ... Film bundan sonra halk düşmanı ilan edilen Dillinger ile Purvis arasındaki kedi-fare oyununa dönüşür... Taki bildik sona ulaşıncaya kadar...
Johnny Depp, Dillinger rolünde yine etkileyici... Abartısız oyunu, yakın çekimlerle daha da güçleniyor... Sevgilisini oynayan ‘Kaldırım Serçesi’ Marion Cotillard da benzer bir performans sergiliyor...İkili arasındaki kimya olduğunca inandırıcı... Filmdeki aşk ögesi, bu sert adamların dünyasının bir başka yüzünü gözler önüne seriyor...

Ancak Purvis rolü için Chiristian Bale belki de doğru seçim olmamış... Son dönemdeki tüm büyük filmlerde boy gösterse de, Bale’e American Pysco’daki rolü yapışmış gibi gözüküyor... Bale’i izlediğim her sahnede, sanki masanın altından bir balta çıkaracak da, birinin kafasına indirecekmiş gibi geliyor...

Filmde Mann, karakterler hakkında seyirciye fazla bilgi vermiyor, biraz yüzeysel kalıyor... Ama belki de bu, hikaye gerçek hayattan alındığı için , yönetmenin onlar hakkında bilgimiz olduğunu varsaymasından kaynaklanıyor olabilir... Filmde Dillinger'in kız arkadaşı Billie'ye kendini tanımladığı, ''Beyzbol, filmler, iyi giyinmek, viski, hızlı arabalar, bir de senden hoşlanıyorum... Başka ne bilmek istiyorsun...'' cümlesiyle yetinmek zorunda kalıyoruz...

Bunlar filmin eksiklikleri olsa da, Halk Düşmanları bu yıl şimdiye kadar vizyona giren belki de tek dişe dokunur yapım... Özellikle filmde, biri sinemada Dillinger'in kendini perdede gördüğü, diğeri finalde yer alan sahneler Halk Düşmanının trademarkları... Film, görsel açıdan da bildik Mann tarzı zenginliği taşıyor...

140 dakikalık filmin nasıl geçtiğini ise anlamıyorsunuz. Bu da Mann’ın başarısı olsa gerek... Sonuçta favori Mann filmlerim kadar olmasa da, yılın izlenmesi gereken filmleriden Halk Düşmanları...

Hiç yorum yok:

Konu Başlıkları