27 Mayıs 2009 Çarşamba

ben ve meridyenle ilgili netteki bazı yazılar


Ekşi sözlük

Ankara radyolarında hard'n'heavy programları yapmış, G'n'R hayranı bir müzik adamıydı. şimdi ne eder bilmek kabil değil.

(sudaki duman, 14.08.2003 14:06)


Milliyet
Geleceğe Dönüş
Efkan Kula

80'ler 2000'e giriyor

11 Mart akşamı Captain Hook Bar'da "80'li Yıllar Partisi" yapılacak. Bu sıralar tüm dünyada 80'lere bir dönüş var. Ama o yılların bizim için daha özel olduğunu düşünüp bazı şeyleri hatırlamak istedik.
80'li yıllar geri döndü. Radyolar bugünlerde sık sık o yıllara ait şarkılar çalıyor. O dönemin albümleri alınıyor. Toplama kasetlere 80'lerin hitleri giriyor. Dünyadaki ilgiyi ise bizde de gösterime girmesi beklenen "Velvet Goldmine" filmi kanıtlıyor. Film 70'lerde başlayıp 80'lere kadar uzanan "glam" kültürünü yansıtıyor.
11 Mart akşamı saat 22.30'da İstanbul Harbiye Captain Hook Bar'da "80 Yıllar" partisi yapılacak. Zihni Müzik ve Blue Jean dergisinin katkısıyla hazırlanacak partinin çıkış noktası, 80'li yılların gençliğinin hit şarkılarını çalarak bu yılları kaçıran insanlara o dönemin zevklerini göstermek, ayrıca o jenerasyona ait insanları da geçmişe götürerek keyif almalarını sağlamak. Girişin 500 bin lira olacağı partide, dönemin hemen hemen tüm hitleri çalınacak.
Bugünlerde en fazla satan albümlere bir baktığımızda aslında 80'lerle benzeşen bir şey ortaya çıkıyor: Listelerin ilk beş sırasını radyoların yaptığı toplama albümler almış. 80'lerde de DJ Hakan Gündüz'ün başını çektiği Panorama, Galaxy Disco Dance, Blam, Relax, Music Machine, Gala gibi benzer seriler vardı. "Araba müziği" kavramı da böyle gelişmişti. 80'lerin ilk dönemine Amerikan popu hakimdi. Michael Jackson'ın "Bad" albümü bizde de her eve girdi. İkinci dönemde pop, İngiltere önderliğinde Avrupa'ya kaydı. İngilizlerin "new romantics" akımı başladı. Pop müzikte grup anlayışı oluştu. Duran Duran, Spandau Ballet, Black, Sandra, Gazebo, Mel & Kim, Falco, Modern Talking, A - HA dönemin en popüler isimleriydi. "New wave" türünde ise Depeche Mode, Erasure ve Soft Cell önemli temsilcilerdi. Şüphesiz o yıllarda pop müziğin en büyük skandalı Milli Vanilli'nin sahte olduğunun ortaya çıkmasıydı.
85'ten sonra rock'a ilginç makyaj ve kostümleriyle Mötley Crue, Poison, Love & Hate gibi Los Angeles'lı glam grupları ağırlık koydu. Punk kültürü bu dönemde oluşmaya başladı. Teknolojiyle rock müzik sertleşti. Thrash ve speed metal yükseldi. Metallica, Megadeth, Slayer, Anthrax gibi gruplar ortaya çıktı. Öte yandan İngiltere'de "new wave of British heavy metal" akımının temsilcisi Iron Maiden dönemin en popüler grubu oldu. Bu tür, Motörhead gibi grupların da çıkış noktasıydı. Nick Cave, Leonard Cohen gibi "beat" kuşağının temsilcileri o zaman da vardı ama ön planda değillerdi. Queen ve Bruce Springsteen'in en verimli dönemleriydi. Scorpion'ın slow'ları herkesin dilindeydi. Çok sevilen Europe bu zamana kadar gelemedi.
O yıllarda bir "kasete çektirme" olayı vardı. Çünkü albümlerin orijinallerine ulaşmak kolay değildi. Kötü kayıtlarla müzik dinlenirdi. Müzik çok çeşitli değildi. Rock'sa rock, popsa poptu. 80'lerin giyim tarzından da bahsetmeden olmaz. Şimdilerde çoğumuza zorla giydirilecek olan beyaz çorap veya Şan Mode etiketli bol kot pontolonu o zamanlar hepimiz beğenirdik. Saçların arkası uzatılırdı. Gerçi bunda hala ısrar edenler var.
80'lerde konser yoktu. Sadece duvara posterler asılır ve bakılırdı. Oysa geçtiğimiz beş yıl içinde birçok grup ve müzisyenin konserini izleyebildik. Kadıköy kültürü de o zaman gelişti. Kadıköy'de Akmar Pasajı, Beyoğlu'unda ise Atlas Pasajı özellikle rock'çı gençliğin uğrak yeri oldu. Türk rock grupları çoğaldı. Whisky, Kramp, Dr. Skull, Pentagram gibi iyi gruplar çıktı. Uzun saç yaygınlaşmaya başladı. O dönem rap'in de yükseldiği zamandı. Popçunun, rock'çının yanına bir de rap'çi eklendi. Run DMC en "baba" gruptu.
Türk popu Sezen Aksu, Ajda Pekkan, Nilüfer, Nükhet Duru'dan ibaretti. Arabesk belli kesimlerde hala yasaklıydı. Ama yasaklılar da ortaya çıkıyordu. Radyoda Göksel Sözer'in Meridyen programı, polis radyosunda Şener Yıldız'ın Rock Dünyası, TRT 3'te ise Yavuz Aydar'ın Stüdyo FM'i vardı. Müzik, Hey dergisinden takip edilirdi.
Bunlar bizim ilk anda aklımıza gelenler. Elbette daha çok ayrıntı vardır. Belki de gerisini hatırlamak için partiye gitmek yeterli olacak.
Captain Hook
Cumhuriyet cad. Harbiye Askeri Müze karşısı No: 349 / 1 Harbiye
Tel: 0212 240 68 49


Düşler ve kabuslar

Doğu gene köpürdü :)))

Arkadaşlar azı dişi kerpeteni'nden önce zaten radyoda "mahşerin üç atlısı" programıyla aptül-kaan-keçe vardı. ayrıca türkiye'de ilk metal radyo programları şener yıldız ve göksel sözer tarafından yapılmıştır.
kısacası ilk metal programları ilk önce ankara'da (1986), sonra istanbul'da (1991), en son da izmir'de yapılmıştır.
devlete ait trt ve polis radyoları istanbul ve ankara'da iken, ilk özel radyo kent fm ve ikinci özel radyo genç radyo istanbul'da iken izmir'e bu konuda ancak bok yemek düşer :)
metal alanında hiçbir şeyin öncüsü değildir izmir, hep arkadan gelir. yazıktır ama bu böyledir...


Türk rock

Müzik zevkini geliştiren adamlar konusu ayrı bir forum olabilir aslında. ankara polis radyosundan şener yıldız ve göksel sözer, özel radyoların olmadığı günlerde "meridyen", r"ock dünyasından" ve "meteo"r gibi programlarla inanılmaz faydalı oldular. muhteşem günlerdi onlar....
trt radyo3 yavuz aydar ise hala program yapıyor ve bence turkiyenin en saygı duyulması gereken müzik adamlarından biri. bildiklerimin bir çoğunu kendisinden öğrendim ve bunu da bir ara yüzüne söyleme fırsatı bulduğum için mutluyum.
bu isimler bence türkiye'deki müziksever kitlenin oturmasında önemli rol sahibidir. bugun aynı kaliteli çizgide yayın yapan sadece radyoodtu'yu görüyorum.
ama artık müzik kirlendi. radiohead'in adam sayıldığı bir dünyada yaşıyoruz. müziği ciddiye aldığını zannedenler daha marillion gibi grupları duymadan radiohead gibi garip şeyleri zirveye çıkartıyor.
tabii ki deep purple. deep purple, 80'li yıllarda yaşayanlar için tanrısal bir isme sahipti. biz o programcılardan öğrendik her şeyi.. yeni çıkan her albümü anında bize ulaştıran o programlar belirli bir müzik zevkinin oturmasını sağladı.
bu noktada bir gözlemimi de söylemek istiyorum. polis radyosu'nda sıklıkla rock programı yapılırdı. bu programlar ankara ve istanbul polis radyosunda dinlenirdi. türkiye polis radyosu dışında kanallardı bunlar. izmir'de yoktu. dolayısyla izmirde dinleyici kitlesinin görece olarak eksik olmasını biraz bu duruma bağlarım.

Hiç yorum yok:

Konu Başlıkları