23 Eylül 2009 Çarşamba

Lars Von Trier-Antichrist...

Uh!!! Hakında yazması zor bir film daha... Lars Von Trier'in son filmi Antichrist...

''Breaking the waves''i izlediğimden beri yönetmenin her yeni filmi öncesinde nedense biraz gergin oluyorum… Haneke kadar olmasa da, seyirciyi rahatsız etmede oldukça başarılı bir isim Lars Von Trier…

Filmi seyredince, Cannes'de kopan gürültünün neden kaynaklandığı anlaşılıyor... Filmde sergilenen çıplaklık ve şiddetin dozu herkesin kaldırabileceği cinsten değil... Hikaye ve anlatımı ise seyirciyi zorlayan cinsten... Ama diyeceksiniz, Trier zaten entelektüel seyirci için yapmıyor mu filmlerini...

Bu arada, klasik bir korku filmi beklentisi içinde olanlar, çok yanılırlar...

Film, Nietzsche'nin aynı isimli kitabından alıyor adını... Antichrist... Yönetmenin başucu kitaplarından... Son dönemde geçirdiği bunalım da göz önüne alınırsa, yönetmenin böylesine depresif ve Freudyen bir film ortaya çıkarması şaşırtıcı gelmiyor...

Kadınlar, özellikle erkekler tarafından yönlendirilmeye çalışılanlar üzerine hikayelere ilgi duyan Trier, aslında bu filmde de kuralı bozmuyor…

Yönetmen hikayeyi, giriş ve sonuç dahil olmak üzere altı bölümde anlatıyor... Giriş, filmin bence en etkileyici bölümü... Kadın ile erkek kendilerinden geçmiş sevişirken, yan odada küçük oğulları açık kalan pencereden düşer ve hayatını kaybeder... Seyirci bu iki olayı, yavaş çekim ve siyah-beyaz izler... Arka planda ise Handel'den bir arya çalmaktadır...

Sonuç, görsel bir başyapıt... Bölümün, seyirci üzerinde bıraktığı etki muhteşem... (Bu arada, seyirci karı-kocanın sevişme sahnesinde ilk şokunu yaşar...)

Film, bundan sonra adları hiç geçmeyen kadın ve erkeğin, yaşadıkları bu acı olayın üstesinden gelebilme çabalarıyla devam eder...

Psikolog olan adam, kadının oğlu ile sık sık gittiği, aslında bilinçaltında korktuğu, ormandaki bir kulübeye yeniden dönmeyi tedavi için gerekli görür... ancak karı-koca burada acı, acı olduğu kadar da ürkünç bir sınav verecektir…

Olaydan kendini sorumlu tutan kadının, acısını seks aracılığıyla dindirmek istemesi, kocanın ise karısını kendi tedavi etme ısrarı, ikili arasındaki ilişkiyi seks ve şiddetin pençesinde geri dönülemez bir noktaya getirir...

Hikaye, hayal, absurd ve gerçeklik olgularının yer aldığı insanın insana ve doğaya karşı duruşu ve mücadelesinin anlatıldığı çarpıcı bölümlerle devam eder... Görselliği ön plana çıkan sahnelerin anlatımı o kadar başarılıdır ki, hikayedeki ölüm habercilerinden olan tikinin ağzından ''Chaos reins'' sözcüklerinin çıkması bile çok abes durmaz...

Kadının şeytan ve cadılık gibi konularla ilgili çalışmalarının keşfedilmesi, oğullarında ayakkabıları ters gidirildiğinden oluşan bozukluğun doktor raporunda ortaya çıkması.... filmin seyrini değiştirir... Konuları birleştiren erkek, kadını kötülük kaynağı olarak görmeye başlar... Kadının hayal olup olmadığını anlayamadığımız kaza anına tanıklık yaptığı ancak müdehalede etmediğine ilişkin imgelemeleri ise kafaları karıştırır….

Ölümü simgeleyen geyik, tilki ve kargadan oluşan üçlünü ortaya çıkmasıyla, hikaye karı kocanın yaşam mücadelesine dönüşür… Çift son kez kanlı bir oyun oynayacaktır…(Seks ve şiddet seyircinin ağzını açık bıraktırır…)

Trier, yazıp, yönettiği filmindeki anlatımının benzerliği nedeniyle, filmin sonunda Rus yönetmen Andrei Tarkovsky'i de anmayı ihmal etmiyor...

Oyunculuğa gelince... Filmin iki oyuncusundan Willem Dafoe inandırıcı bir performans sergilerken, Charlotte Gainsbourg oyunculuğuyla daha ön plana çıkarak, övgüyü hak ediyor…

Antchrist’i yüceltenler kadar, yerenler de olacaktır… ama bunun, filmin Trier sinemasında önlerde yer almasına engel olacağını sanmıyorum…





Antichrist trailer
by Entertainments23

3 yorum:

Norbara dedi ki...

slm.lars von trier adlı üstadı ilk filmi avrupa'dan beri çok sever beğenirim, yeni filmini merakla ve de büyük bir zevkle sabırla bekleriz.bu arada künyeniz de natalie wood ve robert redford'un oynadıkları ve de usta yönetmen sidney pollack'ın yönettiği This Property is Condenment adlı genelllikle çoğu insanın bilmediği bu güzel filmi gördüm ve ayrıca eskiden yapmış olduğunuz meşhur meridyen adlı radyo programını sizin yaptığınızı öğrendim çok mutlu oldum.sağlıcakla kalın,saygılar.

Hect. dedi ki...

Lars von Trier tarz olarak çok beğendiğim bir yönetmen, kuzey avrupa sinemasının enbüyük isimlerinden biri. Les İdiots ve Dogville filmlerini çok beğenmiştim. Bu filmide, avrupa film ödüllerine aday, bu filmide merakla bekliyorum.

Unknown dedi ki...

MS Fogg...

güzel yazınız için teşekkürler...
this property is condemmed'in yeri ayrıdır bende. fazla bilinmemesi yazık...

Konu Başlıkları