11 Kasım 2009 Çarşamba

The House of the Devil ve The Stepfather...













"The House of the devil", afişinden, tekniğine kadar bir bütün olarak 70 ve 80'lerin korku filmlerine benzese de, "çocuk bakıcısı" konseptiyle bu tarza yeni bir boyut getirmeyi başarıyor...

Üniversite öğrencisi olan Samantha, para kazanmak için çocuk bakıcılığı ilanlarından birine yanıt verir... Oda arkadaşıyla birlikte verilen adrese giden Samantha, aslında ortada bir çocuk olmadığını, bakıma muhtaç olan kimsenin yaşlı biri olduğunu öğrenir... Önce bu fikre karşı çıksa da, bir geceliğine 400 dolar teklifte bulunan ev sahibine boyun eğer...
Tesadüf bu ya, o gün de geceyarısı ay tutulacaktır... Samantha, evde yaşlı birine bakmak için çağrılmadığını çok geçmeden anlayacaktır...

Gerilimin yavaş yavaş kurulduğu ve son yirmi dakikasında hareketlenen film, bol kanlı finali ve tüm klişelerine rağmen kendini izletiyor... Çok beklentiye girilmemesi gereken orta karar bir seyirlik...

Ti West imzalı film, türün gerçek hayranlarını hayal kırıklığına uğratmayacak...



"The Stepfather" ise neden yeniden çekildiği anlaşılamayan sıradan bir gerilim filmi...

Yönetimden, oyunculuğa kadar vasatın altında bir çizgide bulunan film, seyirciye hiçbir yenilik sunmuyor...

Aile özlemi çekip, çocuklu dul kadınlarla evlenmeyi bir şekilde başaran, ancak hasta kişiliği nedeniyle bir zaman sonra tüm aileyi katledip, yeni bir av için yollara düşün bir adamın hikayesi The Stepfather... Görmüştük...



1 yorum:

Adsız dedi ki...

the house of the left'n afişi çok cekici, dediğiniz gibi 70-80'ler havası var. aslında çocuk bakısı mevzusu son zamanlarda "babysitter wanted"'ta da denenmişti.

bir de blogunuz firefox'ta sorunlu çalışıyor, blog açılışında bir dolu kodla karşılaşıyorum hep, sayfayı indirince ancak okuyabiliyorum. yorum da yazılamıyor, temadan kaynaklı bir sorun olabilir.

Konu Başlıkları