8 Ekim 2009 Perşembe

Lütfen cep telefonlarını kapatınız...

Her kural olmasa da çoğu, hayatımızı kolaylaştırmak üzere kuruludur... Batı'daki gibi, körü körüne kuralcı olunmasını beklemiyorum günlük hayatta, ama bazıları var ki uymamak ancak cahillik ve sorumsuzlukla açıklanabilir...

İşim gereği sık uçak yolculuğu yaptığımdan ve uçarken bazen en kötüsü aklıma geldiğinden (gelmeyen var mıdır), ailede bulunan pilotlardan uçaklar ve olası aksiliklere ilişkin ayrıntılı bilgiye sahibim...

Konu, uçakta cep telefonu kullanımı... Her zaman daha bekleme odasındayken telefonumu kapar, bavulumu almadan açmam... Oysa insanlar bu konuda çok duyarsız... Yapılan uyarılara kulak asmayanlar azımsanmayacak kadar çok...

Geçenlerde İstanbul uçağında önümde oturan genç bir çocuk, birden cep telefonunu çıkardı ve camdan manzarayı çekmeye başladı... Bunu yaparken de hem uçaktakileri gözlüyor hem de montuyla kendini kamufle ediyor... Ne yaptığının farkında yani... Ama ben, pencere aralığından herşeyi rahatca görebiliyorum... Dilimin ucuna geliyor , susuyorum... Yanımda Ada ve Sibel olsa diyorum, çoktan müdehale ederdim ya... (Demek insan kendi güvenliğini çok önemsemiyor diye bir sonuç çıkarıyorum... aslında hiç de öğle değil...) Teknolojiyle de çok alakalı olmadığım için, sadece kayıt yapan bir cins olup olmadığından emin olamıyorum...

Derken uçak alçalmaya başlıyor... Çocuk çekmeye devam ediyor... Bu kez endişeleniyorum... İniş ve kalkışların tehlikeli olduğunu biliyorum... İleride yüzü bana dönük oturan hostese işaret etmek istiyorum... kendimi, elimle telefon işareti yapıp, anlaşılsın diye büyük jestlerle ama sessizce 'Telefon açık'' derken hayal ediyorum... gülünç olacağını düşünüp, vaz geçiyorum... Abartıyorum diyorum kendime... Sonuçta içim içimi yiyip, kendi kendime söylenirken, alana iniyoruz...

Arap ülkelerine yaptığım gezilerde çok rastladığım bu manzarayı ülkemde görmek tuhaf geliyor, ama şaşırtıcı değil... Tam da o sıra cocuk kalkıyor ve yanındakileri Arapça birkaç kelam ediyor... Gizem bir anda çözülüyor...

Suudi Arabistan'da daha beter bir deneyim yaşıyorum... Cidde'den Riyad'a gececeğiz... Uçakta herkesin elinde telefon, kimse susmuyor... Sağa sola bakıyorum, ateş basıyor... Neyse anonslar yapılıyor ve telefonlar kapanıyor... havalanıyoruz... Bu kez iniş sırasında, daha tekerlekler yeni değmiş alana, zır zır telefonlar çalıyor... Dehşet içinde kalıyorum... Uçakta telefon kullanımına ilişkin bilmediğim birşeyler olduğunu düşünüyorum... herkes bu kadar rahat olduğuna göre...

Bu gibi durumlarda telefon kullanan insanlara ne yapılması gerektiğine ilişkin küçük bir dersle devam edelim...

Bu kez nereye uçtuğumuzu hatırlamıyorum... Kalabalık bir gazeteci grubuyuz. Uçak iner inmez telefonuna sarılan bir adamı, o zamanlar Milliyet'de çalışan Barçın, telefonunu açmaması gerektiği yönünde uyarıyor. Adam Türkçe bilmediğine yönelik birşeyler söyleyince, bu kez aynı cümleyi İngilizce sarfediyor. Ardından da ekliyor, Fransızca da biliyorum...

Bu konuya bu kadar özen gösteren ben, geçtiğimiz aylarda Pakistan'dayken ilginç bir deneyim yaşıyorum...

Bakanın özel uçağı ile İslamabad'dan Lahor'a gidiyoruz... sabahın körü, telefonumu açık bırakmışım... Havalandıktan sonra aklıma geliyor ve hemen çaktırmadan kapıyorum... Ancak tesadüf bu ya, uçak inişte arıza yapıyor ve bize Türkiye'den başka bir uçak gönderiliyor... Sessiz kalıyorum... Uçağın başına gelenlerde az da olsa bir sorumluluğum var mı diye düşünmeden edemiyorum... Yok canım, o kadar da değil diyorum...

1 yorum:

Gadno Kopele dedi ki...

doğu toplumlarına has bir rahatsızlık herhalde bu, ya da müslümanlara mı desek; kadercilik, vurdumduymazlık ve bununla beraber kendisi dışındakileri yok sayan bir bencillik.

Konu Başlıkları