18 Eylül 2010 Cumartesi

Rixos, İstanbul,U2... tatilin özeti...

Gecikmiş de olsa yaz tatiline ilişkin birşeyler yazmak istedim... Zaman geçince esprisi olmuyor ama...

Bir önceki tatil yazısında Antalya'ya gelmiştik... Aile ile geçen bir günün ardından, ertesi sabah bir hafta kalacağımız Tekirova Rixos'a hareket ettik... Bir saat süren yolculuktan sonra, otelimizdeydik...

Herşey dahil anlayışına pek itibar etmesem de, Rixos bu düşüncemi yumuşatmadı desem, doğru olmaz...

Otelde yerli turist neredeyse hiç yoktu... Ruslarsa her yerde... Alt yapı olarak oldukça donanımlı bir yer Rixos... Havuzuna Ada ile bayıldık... Neredeyse tüm gün içindeydik... Sibel ise bir iki kez sahili denedi ama kumsal ve deniz kum olmadığından pek memnun kalmadı...


Akşamları ise çouklar ve yetişkinler için ayrı ayrı eğlenceler vardı... Ama otel animatörlerinin sıkıcı gösterilerinden sanmayın... Luna park ise akşamları için ayrı bir can kurtaran oldu... Resim atelyesi ve mini club ise çocuklar için ideal...hoş Ada kendini çocuk grubuna sokmadığından mini club'a ısrarlarımıza rağmen katılmadı...

Yemeklerse oldukça lezzetliydi...

Sonuçta, dinlendik... Çocuklu aileler için tavsiye ediyorum...

Otelden sonra bir hafta da aile ile Antalya'da kaldık...

Ankara'ya dönüp Sibel'i işe bıraktıktan sonra, Ada ile İstanbul'a geçtik... Ada ile otobüs yolculuğuna bayılıyorum... O film izledi, ben müzik dinledim... Bolu'da yemek yedik... Sonra İstanbul, ablamlar...

Şansımıza hava Eylül başıyla birlikte soğudu... Sibel haftasonu geldi...

Bir yıl öncesinden Murat'ın biletlerini aldığı U2 konseri için hazırdık... Pazartesi günü öğlen Sibel ile attık kendimizi yollara... Kadıköy'den vapurla Beşiktaş'a, oradan Ortaköy'e gittik... Gezinip biraz, Beyoğlu'na yola koyulduk... Konser için taksi dolmuşlardan birine bindik... İki buçuk saatte stadyuma varabildik... Yol korkunçtu, arkamızdan Ankara'dan eğlenceli bir grup olmasına rağmen... Stadyuma vardığımızda alt grup son bir iki şarkısını söylüyordu... Murat'larla buluşup, bira alana kadar, grup sahneden inmişti... Umurumda mı... hayır.... Beklemeye başladık... Sonunda grup üyelerinin sahneye gelişlerinin dev ekranlarda görünmesiyle, heyecanımız arttı... Bir yıllık bir süreç ne de çabuk geçmişti...

U2'ya bayılmam... grubun seksenler ve doksanların başındaki albümlerini severim... Grubu o yıllarda izleyebilseydim, hislerim çok daha farklı olurdu diye düşünüyorum...

Konser başarılıydı... Beklenen parçalarını seslendiren grup, performansı ve sahne şovlarıyla bizden olumlu puan aldı...

Yine de daha az politik bir gösteri olsaydı, daha iyi olurdu gibi geliyor... Livaneli'nin sahne almasına ise hiç girmeyeceğim...kötü ve manasızdı...

Sonuçta gördüğüm en iyi konser değidi ama, U2'yu izlediğim için memnunum...

Konser dönüşü ise ayrı bir olaydı...

Ertesi gün ise İstanbul'daki en keyifli gündü diyebilirim... Sibel'in Sultan Ahmet'te çekimi olduğundan, hepbaraber gün boyu meydandaydık... Sibel önden gitti, ben, Ada ve ablam ile sonradan... Hava da iyi olunca, eğlenceli bir gün geçirdik...

Snrasında tekkeye geri dönüş...

Hiç yorum yok:

Konu Başlıkları