17 Haziran 2010 Perşembe

Oslo...

Oslo...

Havanın yılın bu zamanında kararmadığı bu kent, İskandinav başkentleri arasında en sevdiğim oldu... Ve en çok eylendiğim...


Buraya mecburiyet caddesi deniyor... Kentin en önemli ve canlı bölgelerinden biri...

Fiyorkları görmek üzere yelkenli turu alıyoruz... Ama bizim görmeği umduğumuz buzullara ulaşmak için iki saat uçmamız gerektiği söyleniyor...


Opera binası...


Nobel Barış Ödül Töreninin yapıldığı bina...


Saray...


Parlamento...



Gene Simmons... KİSS turne için Oslo'da. Grubu, otelden çıkarken yakalıyoruz...

3 yorum:

ashley dedi ki...

Ne kadar şanslısın. Annem Almanya doğumlu 16-17 yıl hayatını aralıksız orada geçirmiş ve şu an MEB kadrolu ingilizce öğretmeni (15yıldır) olarak çalışan biri olarak sadece ama sadece 10 günlüğüne ziyarete gitmek için bile gidemiyor(du).Vize alamıyordu. Düşünebiliyormusun Göksel abi, tüm evraklar tamam, izinli ve davetiye yollayanlar hep alman ve hali vakti yerinde insanlardı. Terörist olsa daha kolay vize alırdı sanırım ama vermiyorlardı ama 3 ay önce Green Passport aldı. Ama insan çok kötü sinir oluyor haksızlık. Sen gittiğinde bizler içinde eğlen. Kib

Unknown dedi ki...

ben bloğu yeni keşfettim.. Oslo gerçekten harika bir şehir.. Ve çok eglenceli

MARTI dedi ki...

Uzun zamandır aklımda ve listemde benim de Norveç.

Konu Başlıkları